Klozet Kapağından Hastalık Kapılır Mı? Bir Tık İleriye Gitmeden Gerçekten Düşündüm
İzmir’in sıcak havasında bir gün, bir arkadaşımın evinde oturuyoruz. Konu, bir şekilde tuvaletlere geldi. Gerçekten ne kadar tuhaf bir konu ama bazen insan tuvaletlerde yaşadığı deneyimleri paylaşmaya başlıyor. O sırada, gözümü birden klozet kapağında gezdirdim ve aklıma şu soru geldi: Klozet kapağından hastalık kapılır mı?
Hayır, gerçekten. Bir an düşündüm, bir yerlerde tuhaf bir haber görmüştüm, klozetin üstündeki mikropların, neredeyse tüm dünyayı mahvedecek kadar güçlü olduğunu söylüyorlardı. Ama bir yandan da kafamda “Bunu kafaya takmak gereksiz” sesini duyuyordum. Sonuçta, bu kadar endişelenmek saçma, değil mi? Yoksa değil mi?
Klozet ve Mikroplar: Günü Kurtarır Mı?
Hadi bunu daha ciddi bir şekilde inceleyelim. Klozet kapağının üstü, gerçekten mikropların bir yuvası mı? Beni tanıyanlar bilir, kafamda sürekli on tane düşünce birbirine çarpıyor, bir kısmı ciddi bir şekilde analitik, diğer kısmı ise, “Ya ne olacak, boşver” diye iç sesimle barışıyor. Klozet kapağından hastalık kapılır mı?
İçimdeki ses: “Bunu araştırıp, kesinlikle doğru cevabı bulmalısın!”
Diğer iç sesim: “Ya kime ne? Hadi kalk, biraz eğlen, seni kimse klozetin kapağı yüzünden hasta etmez.”
İki iç sesim de benden bir cevap almak için savaşırken, Google’a yazmaya karar verdim. Sonuçlar şunları gösteriyor: Evet, klozet kapağında bazı mikroplar olabilir. Ama! Bu mikroplar, tam olarak tuvaletteki diğer yüzeylerde olduğu kadar tehlikeli değil. Yani, teorik olarak, klozet kapağını her kullandığında hemen hastalık kapman çok olası değil. Ama tabii ki, el hijyenini ihmal etmek… Hmmm, o başka bir konu!
Ve tabii bir de “klozet kapağının kapanması” meselesi var. Herkesin bildiği gibi, klozet kapağını kapatmak ya da açmak, tam anlamıyla bir metafora dönüşebiliyor. Bu sadece “içeriyi görmek” değil, aynı zamanda “duygusal olarak kapanmak” gibi bir şey. Kapanmamış bir klozet kapağı, benim için psikolojik olarak bir tür dağınıklık hissi yaratıyor. Yani, eğer klozet kapağını kapatmadıysanız, o tuvaletteki her şey dağınık, her şeyin başı sonu belli değilmiş gibi hissediyorum.
Bazen, klozet kapağını açıp bakarken, içimde küçük bir korku başlıyor: “Ya orada bir şey varsa?” Neyse ki, içimden gelen “Hiçbir şey yok, rahat ol” sesi daha baskın geliyor ve rahatlıyorum. Ama bir de şu taraf var: Yani, klozet kapağını kapatmamak biraz da, o olasılıkları açığa çıkarmak gibi bir şey değil mi? Kapanmamış klozet, her şeyin dağılabileceği bir alanı çağrıştırıyor. Peki, bu da acaba gerçekten mikroplarla mı ilişkili?
Klozet Kapağının Gizemli Dünya: Kapanan Kapağın Arkasında Ne Var?
Gerçekten de, klozet kapağını her zaman kapalı tutmak, daha sağlıklı olmak için iyi bir fikir gibi görünüyor. Ama burada dikkat etmemiz gereken bir diğer şey de, o kapanan kapağın ardından gelen gizem. Ne var orada? Kim bilir, belki de mikroplar birikmiştir. Ama daha önce de söylediğim gibi, çoğu mikrop tuvaletlerin yüzeylerinde aslında o kadar tehlikeli değil. Hijyen kurallarına uymanız yeterli.
Bir arkadaşımın söylediği gibi: “Ya klozet kapağının peşinden sürekli mi koşacaksın? Biraz rahatla!”
Ve sonra aklıma geldi ki, gerçekten de, hayatta bazı şeyler kontrol edilemez. Klozet kapağından hastalık kapılabilir mi? Cevap kesinlikle evet, ama en büyük risk, korku ve aşırı temizlikten kaynaklanıyor. Bunu unutma!
Sonuç: Kapanmayan Kapağın Arkasında Ne Gizli?
Klozet kapağından hastalık kapılmak teknik olarak mümkün olsa da, bunun çok düşük bir ihtimal olduğunu söyleyebilirim. En önemli faktör, tuvaletin genel hijyenidir. Yani evet, mikroplar olabilir, ama bunları bir şekilde dengelemek ve hijyen sağlamak bizim elimizde. Eğer bir tuvalette sürekli olarak bu kadar mikrop varsa, o zaman başka bir problem var demektir – belki de klozeti bir kere daha temizlemelisin!
Ama işin eğlenceli tarafı şu ki, klozet kapağını her açtığınızda, biraz da hayatın bilinmezliğini hissediyorsunuz. O kapağın ardında ne var? Kim bilir, belki de her şeyin içinde biraz da eğlence ve gizem vardır.
Sonuçta, klozet kapağından hastalık kapmak mümkün, ama onun korkusuyla yaşamak ise bambaşka bir hikaye. Bunu da unutmayın.