Bazen tarih kitaplarını okurken sıkılıyoruz, değil mi? Ama işin içine biraz mizah katınca en ciddi konular bile kahve molasında sohbet eder gibi keyifli oluyor. “Zaman Gazetesi kim kurdu?” sorusunu bugün öyle akademik bir ciddiyetle değil, biraz şakalaşarak, biraz da “erkek stratejisi” ile “kadın empatisi”ni harmanlayarak ele alacağız. Hazırsanız, tarihin sayfalarında eğlenceli bir gezintiye çıkıyoruz!
Zaman Gazetesi’nin Sahneye Çıkışı
Bir an için düşünün: Erkekler strateji masasında oturmuş, ellerinde cetvel, hesap makineleri ve ciddi yüz ifadeleriyle plan yapıyor. Kadınlar ise “Ama okuyucular bu haberi hissederek okumalı!” diyerek gözyaşını silen mendili masanın üzerine bırakıyor. İşte bu karışım bize, 3 Kasım 1986’da yayın hayatına başlayan Zaman Gazetesi’ni getirdi. Kurucusu, iş insanı Mehmet Kamış’ın öncülüğünde Cemaat çevresinin desteğiyle hayata geçirildi. Resmi olarak ise Ahmet Fevzi Fırat’ın adı kurucular arasında yer alır. Ama işin mutfağında bir ekip ruhu ve bolca stratejik-hissi karışım vardı.
Stratejik Beyinler ve Empatik Kalpler
Gazetenin kuruluş hikâyesini erkek-kadın bakış açısıyla düşünürsek ortaya komik bir tablo çıkıyor. Erkekler muhtemelen şöyle diyordu:
“Arkadaşlar, tiraj hedefimiz bu, reklam gelirimiz şu, dağıtımı böyle yaparız!”
Kadınlar ise itiraz ediyor:
“Olur mu öyle şey, insanlara umut verecek, yüreklere dokunacak manşetler lazım!”
Ve bu fikir alışverişinin sonunda Zaman Gazetesi, hem stratejik hem de duygusal tonlarıyla kitlelere ulaştı.
Gazetenin Kuruluşunda Merak Uyandıran Noktalar
Bir Gazetenin Arka Bahçesi
Her gazetenin resmi hikâyesi vardır: kim kurdu, hangi tarihte çıktı, hangi ekiple yola başladı. Ama gayri resmi hikâye çok daha renkli olur. Zaman Gazetesi’nin arkasında da, Türkiye’de muhafazakâr bir okur kitlesine seslenme isteği, ideolojik bir çizgi oluşturma arzusu ve bol bol “gelecek planı” vardı. Bilim insanları bunu “toplumsal dönüşümün medya ayağı” diye tanımlayabilir, biz ise “kahvede domino oynarken çıkarılan fikirlerin gazete formuna bürünmesi” diyebiliriz.
Okuyucuya Giden Yol
Stratejik açıdan bakıldığında, gazete Türkiye’nin en yaygın dağıtım ağlarından birini kurmayı başardı. Empatik açıdan bakıldığında ise, “okuyucuya evde sıcak çay eşliğinde gazete ulaştırma” fikri ön plandaydı. Yani erkekler yol haritasını çizerken, kadınlar gazetenin mutfaktaki sohbet havasını kurguladı. Sonuç mu? Bir dönem Türkiye’nin en çok satan gazetelerinden biri.
Zaman Gazetesi’nin Etkileri
Toplumsal Yankı
Zaman Gazetesi, yayın hayatı boyunca hem sevenleri hem de eleştirenleriyle gündemde oldu. Stratejik bakışla gazetenin tiraj başarısı, empatik bakışla ise okurların kendilerini bir aileye ait hissetmesi öne çıktı. Sizce bir gazetenin başarısı sayılarda mı, yoksa insanların kalplerinde bıraktığı izde mi ölçülmeli?
Bugünden Geride Kalanlar
Zaman Gazetesi bugün yayın hayatında olmasa da, ardında pek çok tartışma, hatıra ve ders bıraktı. Bir gazetenin sadece haber aktarmadığını, aynı zamanda toplumsal ilişkilerin, kimliklerin ve bakış açılarının bir yansıması olduğunu gösterdi. Tıpkı erkeklerin “çözüm odaklı stratejileri” ve kadınların “ilişki odaklı empatisi” gibi, gazete de bir dönem Türkiye’nin sosyokültürel panoramasını yansıttı.
Mizahi Bir Kapanış
Şimdi düşünelim: Eğer erkeklerin elinde olsaydı Zaman Gazetesi, muhtemelen 50 yıllık plan ve Excel tablolarıyla yönetilirdi. Kadınların elinde olsaydı, belki de her sayısında bir okurun duygusal mektubuna yer verilirdi. Ama birleşince ortaya ne çıktı? Stratejik, duygusal, tartışmalı ama bir o kadar da etkili bir gazete.
Belki de tarihin en komik yanı, herkesin ciddiyetle yaptığı işlerin, yıllar sonra “gülerek” hatırlanmasıdır.
Peki siz ne düşünüyorsunuz? Bir gazetenin başarısını stratejik akıl mı yoksa empatik yaklaşım mı belirler? Yorumlarda buluşalım!