Hangi Davalar Temyiz Edilemez? Bir Kararın Sınırında Başlayan Hikâye
Bazen hayat, bir mahkeme salonunda susan birkaç saniyede değişir. Yargıcın dudaklarından dökülen kelimeler, yıllarca süren çabaların, gözyaşlarının ve umutların son noktası olur. İşte o an, bazı kararlar temyize açık değildir. Ve bu yazıda, sadece “hangi davalar temyiz edilemez?” sorusunu yanıtlamakla kalmayacağız; aynı zamanda adaletin sınırında geçen bir hikâyeye tanık olacağız.
Bir Dava, İki Bakış Açısı: Elif ve Mert’in Yolculuğu
Elif ve Mert, iki avukattı. Aynı davada farklı tarafları temsil etseler de, ikisi de adaletin peşindeydi. Elif’in gözlerinde derin bir empati vardı; müvekkilinin hikâyesini anlamak, onun sesi olmak için çabalardı. Mert ise stratejik düşünen bir akıl adamıydı; kanunların satır aralarında çözüm bulmayı severdi.
Bir gün yolları, küçük bir belediyeye açılan bir iptal davasında kesişti. Belediye, imar planını değiştirmiş, bu da Elif’in müvekkilinin evinin değerini neredeyse yarı yarıya düşürmüştü. Elif için mesele sadece bir mülk davası değildi; bu, bir ailenin geleceğini yeniden kurma mücadelesiydi.
Mert içinse dava çok daha teknikti: “Yönetmelikler açık. Belediye yetkisini kullanmış. Burada duygular değil, kanun konuşur.”
Karar Verildi: “Kesin” Hüküm
Aylar süren duruşmalar, bilirkişi raporları ve karşılıklı savunmalar sonunda karar günü geldi. Hakim, dosyayı inceledi ve kısa, ama hayatı değiştiren cümleyi kurdu:
“Bu dava, ivedi yargılama usulü kapsamındadır. Verilen karar kesindir ve temyiz yolu kapalıdır.”
Elif’in yüreği sıkıştı. Müvekkiline nasıl açıklayacaktı? Bunca emek, gözyaşı, umut… Hepsi burada, bu cümlede son bulmuştu.
Mert bile bir an durdu. Stratejik aklı, kararın ardındaki yasallığı görse de, insan olarak bunun ağırlığını hissetti.
Hangi Davalar Temyiz Edilemez?
Elif’in davası gibi bazı davalar, yasalar gereği temyize kapalıdır. İşte bunların başlıca örnekleri:
1. İvedi Yargılama Usulüyle Görülen Davalar
Çevre, imar, özelleştirme gibi konularda zaman baskısı nedeniyle açılan bu davalarda verilen kararlar çoğu zaman kesin nitelikte olur. Yani temyiz edilemez.
2. Belirli Parasızlık Sınırlarının Altındaki Hukuk Davaları
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na göre belirli bir parasal sınırın altındaki davalarda verilen kararlar, mahkeme tarafından “nihai” sayılır ve temyiz yolu kapalıdır. Bu sınır her yıl yeniden değerleme oranına göre değişir.
3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin Bazı Kararları
Örneğin, kira tespiti gibi davalarda verilen kararlar çoğu zaman kesin hüküm niteliğindedir ve bir üst mahkemeye taşınamaz.
4. Bazı İdari Dava Türleri
İdari yargıda da, kanunla açıkça belirtilen bazı durumlarda kararlar temyiz edilemez. Özellikle “idari para cezaları” veya “küçük idari işlemler”e ilişkin kararlar buna örnektir.
Elif ve Mert’in Farklı Tepkileri
Karar sonrası Elif uzun süre sessiz kaldı. Müvekkilinin gözlerine bakıp “Bitti” demek zorundaydı. Kadınların empatik dünyasında adalet yalnızca hukuk değildi; adalet, insan hayatının dokusuna dokunmaktı.
Mert ise dosyayı kapattı, yasaların mantığını düşündü. “Sistem böyle kurulmuş,” dedi içinden. “Bazı kararların hızlı ve kesin olması gerekiyor.” Erkeklerin çözüm odaklı bakışında bu, sistemin devamlılığı için gerekliydi.
İkisi de haklıydı. Çünkü hukuk, hem kalp hem de akıl ile var olur.
Temyiz Edilemeyen Bir Kararla Ne Yapılır?
Elif pes etmedi. Kararın kesin olması, adalet arayışının sona erdiği anlamına gelmezdi. Yeni bir dava açma hakkı, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru ya da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi yollar hâlâ mümkündü. Bu yollar uzun ve zorluydu ama adalet çoğu zaman uzun yolları severdi.
Düşünmeye Değer Sorular
Sizce bazı davaların temyiz edilemez olması adaleti hızlandırır mı, yoksa hak arama yollarını sınırlar mı?
Duygusal bakış ile hukuki mantık arasındaki bu fark, adaletin doğasında bir eksiklik mi, yoksa tamamlayıcılık mı?
Eğer bir karar sizi derinden etkilerse, “kesin” denildiğinde gerçekten vazgeçebilir misiniz?
Sonuç: Her “Kesin” Karar Nihai Değildir
“Hangi davalar temyiz edilemez?” sorusunun cevabı, sadece kanun kitaplarında değil, insanların hayatlarında yazar. Elif’in empatisi ve Mert’in stratejisi bize şunu hatırlatır: Adalet, yalnızca hükmün sonunda değil, o hükme giden yolda yaşanan mücadelede saklıdır.
Bazı kararlar temyiz edilemez olabilir, evet. Ama insanın adalet arayışı… O, hiçbir zaman tamamen sona ermez. Çünkü adalet, bazen mahkeme salonunun ötesinde, vicdanın derinliklerinde yeniden başlar.